Muzaffer Baki Aksoy

Prof. Dr. Muzaffer Baki AKSOY (18 Mart 1915 - 19 Aralık 2001)

ADD'nin 7 numaralı kurucu üyesi, bitmek bilmeyen enerjisi ve çalışma azmi nedeniyle arkadaşlarının “dahi Muzaffer” diye seslendiği Prof. Dr. Muzaffer AKSOY, Türkçenin Atatürk’ün dilediği gibi bir bilim dili olması için İngilizce çalışmalarının yanı sıra Türkçe çalışmalarına da büyük önem verdi.

Yaşamı ve Yapıtları
18 Mart 1915'te Antalya’da doğdu. Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde tamamladı. Bu yıllarda aynı lisede okuduğu kardeşi Muammer AKSOY ile kardeş ilişkisinden daha çok yakın iki arkadaş oldular. Entelektüel anlamda çok okuyup paylaşılan bir dönem oldu lise yılları... Her ne kadar mühendis olmak istemişse de hukukçu bir aileden gelmesi nedeniyle olmadı. Daha sonra kendi isteğiyle İstanbul Tıp Fakültesinde okudu. 1940’da mezuniyet töreninde yaptığı konuşma bugün bile güncelliğini korumaktadır:

"…Tıp öyle bir bilim dalı ki konusu, doğanın en eksiksiz eseri olan insanın maddi ve manevi acılarını dindirmek ve ona çare bulmaktır. Tıp, bu asil amaca yaklaşabilmek ve hatta erişebilmek için onun evlatları doktorlar yalnız akıllarıyla değil, hayatları pahasına çalıştılar. Bu uğurda vatan ve hürriyet için ölenler kadar takdis edilmeye layık şehitler verdiler.

(…) Uzun sözlere ne gerek var. Bundan bir buçuk yıl önce, insanlık tarihinin en övülecek şahsı ATATÜRK, hastalandığı zaman bütün bir millet bu gerçeği en açık bir biçimde duymadı mı? Kendilerini milletlerinin kurtarıcısı diye ilan eden yalancı peygamberlerin insanlığı uçurumlara sürüklediği şu anlarda, bu duygular derecesini buluyor ve O’nun (ATA’nın) sınırsız değeri belirli bir biçimde anlaşılmıyor mu?"

1947’de Mersin Memleket Hastanesine tayin oldu ve 1952’ye dek burada çalıştı. 1952-1953 yıllarında ABD’ye giderek çalışmalar yaptı. 1957'de Beyoğlu İlkyardım Hastanesine atanan Dr. AKSOY, daha sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. İç Hastalıkları Kliniğinde ve hematoloji grubuyla çalışmaya başladı. 1959'da İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Kliniğinde doçent oldu. 1966’da profesör olan AKSOY, çalışmalarını benzen-lösemi ilişkisi üzerinde, talasemi ve anormal hemoglobinler üzerinde sürdürdü. 1960’tan başlayarak benzenin neden olduğu kan hastalıkları ve özellikle lösemi sorunu üzerinde çalışmaya başlayan Prof. Dr. Muzaffer AKSOY'un bulguları, birçok ülkede yayımlandı. 16 Mart 1984’te emekli olmasına karşın İstanbul Tıp Fak. Çapa Hematoloji Kliniğinde ve Esnaf Hastanesinde haftada birer gün ücretsiz çalışmalarını sürdürdü.

Yaşamının son 10 yılını alzheimer ile yaşayan AKSOY’un hastalığının şiddeti, 1990’da kardeşi, en yakın arkadaşı ve aynı zamanda ADD Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer AKSOY’un karşıdevrimciler tarafından katledişinden sonra arttı. 19 Aralık 2001’de yaşamını yitirdi.

"Ben doktorluğun bir menfaat kapısı haline gelmesine katiyen taraftar değilim. Bu meslek belki de para üzerine kurulmayacak tek meslektir. Bu nedenle bizler paradan çok bilimin kendisi ile uğraşmayı seçtik…" Prof. Dr. Muzaffer AKSOY

Bazı Yapıtları

  • Antitefal Hemoglobin Serum İstihsali ve Orak Hücre Anemi Vakalarında Kullanılması (1959)
  • Homozigot Hemoglobin S-alfa Thalassemi Hastalığının İlk Müşahedesi (1965)
  • Benzen (Benzol) Zehirlenmesi ve Hematopoietik Sisteme Etkileri (1965)
  • Hematoloji I, Eritrosit Hastalıkları, Anemiler ve Polisitemiler (1975)
  • Benzen, Sağlığa Etkileri ve Önleme Yolları (1980)