26 Nisan 2021 Pazartesi

Ömer Lütfi Taşçıoğlu ile Söyleşimiz

Doç. Dr. Ömer Lütfi Taşçıoğlu 26 Nisan Pazartesi günü yapacağımız söyleşide konuğumuz olacaktır.

Saygılarımızla.

ADD Çankaya Şubesi Yönetim Kurulu

* * *

Gün: 26 Nisan 2021 Pazartesi
Saat: 21:00

ZOOM:

https://us02web.zoom.us/j/87104684456

ADD Çankaya Şubesi YouTube Kanalı:
https://www.youtube.com/channel/UCFoQpviEs704Z8qduyfU5MQ




25 Nisan 1915: Çanakkale Kara Savaşları

Çanakkale Kara Savaşlarının 106. yıldönümünde Anafartalar Kahramanı olarak Çanakkale cephesinde adını tarihe yazdıracak olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Çanakkale cephesinin kahraman komutanlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla ve minnetle anıyoruz.

"Çanakkale Boğazı'nı deniz yoluyla geçemeyeceğini anlayan İtilaf devletleri 25 Nisan 1915’te karaya çıkarma yapmaya başlamıştır. Çanakkale Bigalı Köyü Değirmenlik mevkiinde karargahı bulunan 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, çıkarmayı haber alır almaz inisiyatif kullanarak hareket etmiş ve 57. Alay ile birlikte Kocaçimen’e varmıştır. Daha sonra sarp araziden Conkbayırı’na gitmiştir. Buraya geldiğinde, 27. Alay savunma müfrezinden geriye kalan erlerin geri çekildiklerini görmüştür. İşte o an Yarbay Mustafa Kemal, Türk askerinin önünde durarak erlere süngü taktırıp yere yatırmış ve kazandığı zamanla birlikte bu birlikten geriye kalan askerlerden bir savunma hattı kurmuştur."




KAHROLSUN EMPERYALİZM!

Türkiye Cumhuriyeti, emperyalist güçlerin yenilgisinin somut bir sonucudur. Dün olduğu gibi bugün de emperyalist güçler karşısında uyanık ve dikkatli olacağız. ABD Başkanı Biden’ın sözde soykırım ifadesini bu doğrultuda şiddetle kınıyoruz.. ABD'nin siyasi amaçlarına ve baskılarına boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.

Birinci Dünya Savaşında, Doğu Anadolu'da Çarlık Orduları ile "Büyük Ermenistan" vaadiyle kandırılmış ve silahlandırılmış Ermeni çeteleri arasında kalan, Osmanlı Ordusunu korumak için alınan; "Tehcir" kararını "Soykırım" diye kabul edenler, nefret suçu işlemekte ve düşmanlık tohumları ekmektedirler.

ABD Başkanı Biden da bu kervana katılmıştır. Biden’ın açıklamasıyla halkımız; emperyalizmin karanlık yüzünü bir kez daha görmüştür. Görülen şudur:
 Emperyalizm, Kurtuluş Savaşı’nda Büyük Atatürk’ün önderliğinde Türk Milleti’nden yediği şamarı unutamamıştır.
 Emperyalistler, Türkiye’yi parçalama, yıkma, yeni savaşlar içine çekme hayallerinden vazgeçmemiştir.
 ABD; PKK, PYD ve YPG üzerinden Türkiye’nin güneydoğu sınırında terör koridoru, terör devletçikleri yaratmak amacındadır.

 ABD’nin besleyip büyüttüğü ve himaye ettiği FETÖ aracılığıyla neleri hedeflediği milletimizin malumudur.

 Bizim tarihimizde, soykırım yoktur. Ancak, sözde soykırım iddialarını maksatlı bir şekilde gündeme getirenlerin geçmişleri soykırımlarla doludur...

Yaşanan bu durum göstermektedir ki, Büyük Atatürk’ün dış politika anlayışına derhal ve hemen dönülmesi hayati önemdedir. Atatürk’ün felsefesine ve Atatürk Cumhuriyeti’nin ilkelerine aykırı davranan siyasiler, bu sonuçtan sorumludurlar.

Siyasi İktidar:

 ABD ile ilişkileri derhal askıya almalıdır.
 ABD'nin vatan toprağımızda bulunan üslerini amasız fakatsız hemen kapatmalıdır.
 NATO’dan çıkmalıdır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan ilerleyen Türk Milleti; Milli Mücadele'de olduğu gibi bugün de oynanan oyunları bozacaktır.

Ne mutlu Türküm diyene!

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
GENEL YÖNETİM KURULU




Soykırım Yalanı

ABD ile kol kola olan bir dış politika ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir politikadır. ABD emperyalizminin ülkemize karşı planladığı amaçlar deşifre edilmelidir. Başta soykırım yalanı olmak üzere tarihimize yönelik iddialara karşı uluslararası alanda yapılacak çalışmalara hız verilmelidir. ABD Başkanı'nın kirli dilinde ki soykırım sözcüğü derhal yaptırımlarla iade edilmelidir. Başta İncirlik üssü olmak üzere bütün üsler kapatılmalı ve emperyalist antlaşmalara son verilmelidir.




23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Atamızın dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.

Dünya çocuklarının barış içinde yaşamaları dileğiyle...




21 Nisan 2021 Çarşamba

23 Nisan 1920: Gazi Meclisimizin Açılışı Kutlu Olsun

23 Nisan 1920: Gazi Meclisimizin açılışı kutlu olsun.

Emperyalizme karşı mücadelenin manifestosu olan Sivas ve Erzurum Kongrelerinin ardından Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Paşa ve yol arkadaşları, 23 Nisan 1920 günü Anadolu'nun dört bir tarafından gelen milletvekilleriyle birlikte, halk iradesinin üzerinde hiç bir gücü tanımayacaklarını tüm dünyaya gösteren Büyük Millet Meclisi'ni açtılar.

Halkın yoğun katılımıyla ve o günün koşullarında Ankara’ya ulaşabilen 115 milletvekili ile açılan Büyük Millet Meclisi’nin açılış konuşmasını en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Milletvekili Şerif Bey gerçekleştirmiştir. Şerif Bey’in “Milletimizin içerde ve dışarda tam bağımsızlığı içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum.” sözleriyle Meclis’in açılışı duyurulmuştur.

Büyük Milet Meclisi, Ulus’ta ki ilk binasında “Hâkimiyet Milletindir” ilkesiyle ertesi gün ilk toplantısını gerçekleştirmiştir. Mustafa Kemal Paşa süreci özetlemek için yaptığı dört saatlik konuşmasını “Davamızın meşruluğuna ve bütün milletin insanlık hak ve hukukundan paylarını almış olduğuna inandığımız yüreklerinin, bizimle ve bize daima destek olduğuna güvenimiz tamdır. Başarı ümitlerimizin kalplerimizde bir an bile karamsarlığa düşmemesini sağlayacak olan, sonsuz gücümüzdür.” sözleriyle tamamlamıştır. Daha sonra oybirliğiyle Meclis Başkanlığı’na seçilmiştir.

Milli Mücadele’de her türlü zorluğa göğüs gerecek olan ilk Meclis’e ev sahipliği yapması için belirlenen Meclis binası ise 1915 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti için yapılmaya başlanmış bir bina iken savaş ve işgal koşullarında çatısı yarım kalmıştır. 1920'nin Ankara'sında Meclis’i toplamaya en uygun yer olarak belirlenince eksikleri Ankaralı sanatkârların ve halkın desteğiyle tamamlanmıştır. Oturdukları sıralar okullardan temin edilmiştir. Salon bir petrol lambasıyla aydınlatılmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve kadrolarının ihtiyaç duyduğu şey saraylar değil eksiklerle dolu da olsa bağımsızlık fitilinin ateşlenebileceği bir karargâhtır.

Böyle bir ortamda açılan Büyük Millet Meclisi; Kurtuluş Savaşı'na tanıklık eden, düşman Polatlı'ya dayandığında taşınması teklif edilen, Bursa işgal edilince kürsüsüne siyah bir örtü konulan, Mustafa Kemal Paşa'ya Başkomutanlık yetkisini veren, saltanatı kaldıran, Cumhuriyet'i ilan eden, devrimleri başlatan bir Gazi Meclis'tir.

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile savaş koşullarında bile Ankara'yı terk etmeyen ilk Meclis'in üyelerini saygıyla ve minnetle anıyoruz.

ADD Çankaya Şubesi Yönetim Kurulu





ATATÜRK SÖZLERİ

"Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."

Mustafa Kemal ATATÜRK




KİNDARLIĞA BAK! DÜŞMANLIĞA BAK!

Cumhuriyet Devrimi düşmanı zihniyetlerden aldıkları güç ve cesaretle, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e ve eserlerine dil uzatmaktan zerrece çekinmeyenlere, Mersin Çamlıyayla İlçe Milli Eğitim Müdürü de eklendi. NUTUK dağıtımına yasak getirdi. Birkaç gün önce Sakarya İl Milli Eğitim Müdürü ve beraberindekiler bir tarikat liderini ziyaret ederek bağlılıklarını dile getirdiler. Her geçen gün ATATÜRK’e ve Cumhuriyet'e yönelik düşmanlıklara bir yenisi daha eklenmektedir.

 

NUTUK neyi anlatmaktadır?

 

·        ATATÜRK’ün Samsun’a çıkışını, bu sırada Osmanlı Devleti’nin görünümünü

·        Milli Mücadeleyi doğuran nedenleri

·        İstanbul yönetiminin aymazlığını, içine düştüğü çaresizliği

·        İstanbul yönetiminin teslimiyetini

·        Eskimiş, çürümüş ve çağın gerisinde kalmış bir yönetim tarzını

 

NUTUK okunursa ne olur? Okuyanlar:

 

·        Milli mücadeleyi ve atalarımızın emperyalizme karşı elde ettikleri büyük zaferi öğrenirler

·        Hanedanlık,  saltanat ve hilafetin emperyalist güçlerle iş birliğini öğrenirler

·        Bir milletin doğuşunu ve uyanışını öğrenirler

·        Bir büyük devrimcinin doğuşunu ve milletinin kaderini nasıl değiştirdiğini öğrenirler

·        Cumhuriyet Devrimine ve milli devlete uzanan süreci ayrıntılarıyla öğrenirler


İşte bu nedenlerle, öğrencilere NUTUK dağıtılması uygun görülmemiştir. Neresinden bakarsanız bakın kindarlık, düşmanlık ve karşıtlık hepimizin yüzüne tokat gibi çarpmaktadır.



NUTUK, Büyük Devrimci, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün gençliğe seslenişi ile biter. İşte o seslenişin gereğini yerine getirmek her yurttaşın sorumluluğudur. TBMM’nin açılışının 101. yıldönümünde; hilafet ve saltanat heveslilerine, laik demokratik ve sosyal hukuk devletine her şeyimizle sahip çıkarak gerekli mesajı vereceğiz. Yaşasın Laik Cumhuriyet… Yaşasın Milli Egemenlik… Yaşasın Demokrasi…

 

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ

GENEL YÖNETİM KURULU




19 Nisan 2021 Pazartesi

19 Nisan 1926: Kabotaj Kanunu Kabul Edildi

Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 19 Nisan 1926’da kabul edilen 815 sayılı kanun ile Kabotaj Hakkı Türk vatandaşlarına verildi.

KABOTAJ: Bir devletin kendi limanları arasında yük ve yolcu taşıyan tüm gemilerinin kendi bayrağını taşıyan ve kendi vatandaşları ile donatılan gemiler olmasına ve yer hizmetlerinde limanlarda da tamamen kendi vatandaşlarının çalışabileceğine hükmedilmesi hakkıdır.





17 Nisan 1940: Köy Enstitüleri

Köy Enstitüleri mucizesini 81 yıl önce başlatan Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'i ve Köy Enstitüleri Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç'u saygı ve minnetle anıyoruz.

17 Nisan 1940'ta çıkarılan yasa ile Hasan Ali Yücel'in bakanlığı ve İsmail Hakkı Tonguç'un yönetiminde kurulan Köy Enstitüleri'nin başarılarına karşı saldırılar da hız kazandı. Aydınlanma karşıtı hiziplerin ve yobazların baskısı 1946 yılında amacına ulaştı ve Hasan Ali Yücel ile İsmail Hakkı Tonguç görevlerinden uzaklaştırıldı. Bu karşıdevrimci saldırı Köy Enstitüleri'nin 1954'te tamamen kapatılmasıyla sonuçlandı.

“Köy insanı öylesine canlandırılmalı ve bilinçlendirilmeli ki onu hiç bir kimse insafsızca sömüremesin. Köyün sahiplerine köle ve uşak muamelesi yapamasın. Elimden gelse, bütün dünya okullarının programlarına ‘insanın insanı sömürmemesi’ adlı bir ders koyardım.”
İsmail Hakkı Tonguç



BÜRO-İŞ Sendikası Ziyareti

Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi'ye ve Genel Sekreteri Binali Keskin’e derneğimize yapmış oldukları ziyaret için teşekkür ederiz.





14-20 NİSAN: Şehitler Haftası

Şehitler Haftası'nda (14-20 Nisan) yurt savunmasında toprağa düşen şehitlerimizi ve Cumhuriyet'in temel değerlerini, demokrasiyi, laikliği savundukları için katledilen devrim şehitlerimizi saygıyla ve minnetle anıyoruz.

"Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
Sakarya'da, İnönü'nde, Afyon'dakiler
Dumlupınar'dakiler de elbet
ve de Aydın'da, Antep'te vurulup düşenler,
siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar,
satıldık, uyanın!
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi!
uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!"
[Nazım Hikmet]




11 Nisan 1980: Ümit Kaftancıoğlu

Cılavuz Köy Enstitüsü mezunu, öğretmen, yazar, TRT Yapımcısı Ümit Kaftancıoğlu’nu faşist teröre kurban verilişinin 41. yılında saygıyla anıyoruz.




10 Nisan 1928

10 NİSAN 1928

Cumhuriyet’in ilanının ardından yapılan ilk anayasa olan 1924 Anayasası’nda ki “Devletin dini İslam’dır” maddesi ile birlikte “Ahkâmı şeriyenin tenfizi (Dini hükümlerin yürütülmesi)” ve milletvekili yeminindeki “Vallahi” ibaresi çıkarılarak anayasanın herhangi bir dine atıf yapmaması 10 Nisan 1928 tarihli değişiklikle gerçekleşebilmiştir.
Bugün, karşıdevrim saldırılarının yoğunlaştığı bu dönemde Cumhuriyet’in en büyük kazanımlarından olan laiklik ilkesine sahip çıkmak için bir görev verilmesi gerekmiyor. O görev zaten Bursa Nutku’nda Atatürk tarafından verildi. Bu nutuk “Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir” diye başlar.
Bugünün Türkiyesinde karşıdevrim bütün değerlerimize saldırmaya hız kesmeden devam etmekte; bu yolda tehdit olarak gördükleri öncüleri ya bombalı terör saldırılarıyla ya da uydurma davalarla yok etmeye çalışmaktadır. Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve laiklik mücadelesinde yüzlerce aydın ve üniversite öğrencisi katledilmiştir. Kadınlar her geçen gün daha fazla saldırıya uğramakta ve Medeni Kanun ile birlikte kazanılmış hakları geriye götürülmeye çalışılmaktadır.
Özel Harp laboratuvarlarında hazırlanan Siyasallaştırılmış (Ilımlı) İslam, önce merdiven altı tarikatlarıyla sonra da 12 Eylül darbesiyle palazlanan cemaat ve tarikat vakıflarıyla bugün kanser gibi işlemektedir. Yetmiş yıllık karşıdevrim sürecinde günümüzdeki iktidarla zirvesine ulaşan saldırılarla laiklik tarumar edilmiştir. Bugünün Türkiyesinde onu yeniden inşa etmek boynumuzun borcudur!




8 Nisan 1924

8 Nisan 1924: Şeriye mahkemelerini kaldıran Mahkemeler Teşkilatı Kanunu Meclis’te kabul edildi.

3 Mart Devrim Yasaları'nın ardından hukukun evrenselliği yolunda yapılan bu devrimle kadıların yerini hâkimler aldı.



8 Nisan 1923: DOKUZ İLKE

Gazi Mustafa Kemal Paşa, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi imzasıyla 8 Nisan 1923 tarihinde yayımladığı DOKUZ İLKE bildirgesi ile egemenliğin ancak ve ancak ulusa ait olduğunun ve temsilcisinin TBMM olduğunun altını 98 yıl önce çizmiştir. Ulusun iradesini yok etmeye çalışan karşıdevrimci saldırıyı püskürtene kadar mücadeleyi her alanda yükseltmeliyiz.

1. İlke: Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.
Halk, kendi kendini yönetecektir. Ulusun tek ve gerçek temsilcisi, TBMM’dir.
2. İlke: Saltanatın kaldırıldığına ilişkin 1 Kasım 1922 tarihli yasa, asla değiştirilemeyecek bir ilkedir.
3. İlke: Önde gelen görev, ülkenin tam bir güvenliğe ve asayişe ulaşmasıdır.
4. İlke: Mahkemelerimiz hızla adaleti sağlayacaktır. Kanunlarımızın ulusal gereksinimlere ve hukuk biliminin anlayışına uygunluğu sağlanacaktır.
5. İlke:
a)Halkın Aşar ile ilgili uğradığı haksızlıkların önüne geçilecektir.
b)Tütün ekimi ve alım satımı, ulusal çıkarlara uygun ilkelere bağlanacaktır.
c)Çiftçilere, sanayicilere, tüccarlara ve tüm çalışanlara kolayca kredi sağlayacak olan bankaların sayısı artırılacaktır.
d)Çiftçilere daha çok yardım sağlayabilmek için Ziraat Bankası’nın sermayesi artırılacaktır.
e)Çiftçiliğin ilerlemesi için getirilecek olan tarım makinelerinden çiftçilerin kolaylıkla yararlanması sağlanacaktır.
f)Hammaddesi ülkemizde bulunan malların yapımı ve yapımcıları teşviklerle desteklenecektir.
g)Gecikmeksizin demiryolları yapımına başlanacaktır.
h)Eğitim ve öğretim çağdaş ilkelere göre düzenlenecek, öğretmenlerin yükselmesi sağlanacak ve uygun araçlarla halkın eğitilmesi için çalışılacaktır.
i)Sağlık kuruluşları yeniden düzenlenecek, çoğaltılacak ve işçileri koruyucu yasalar çıkarılacaktır.
j)Ormanlarımız ve maden kaynaklarımız ulusal çıkarlara uygun biçimde değerlendirilecek, hayvan türlerinin ıslahına ve çoğaltılmasına çalışılacaktır.
6. İlke: Askerlik süresi kısaltılarak, okuma-yazma bilenlerden daha kısa askerlik hizmeti istenecektir.
7. İlke: Yedek subaylar için geniş olanaklar hazırlanacak; malûl gazilerin, ordu emeklilerinin, onların dul ve yetimlerinin sefalet çekmemesi için önlemler alınacaktır.
8. İlke: Kamu işlerinin hızla görülmesi için bütün kadrolara, çalışkan, yetenekli ve dürüst görevliler yerleştirilecek ve devlet işleri aralıksız denetime tabi olacaktır. Yurt aydınlarından ve çeşitli mesleklerden en yararlı şekilde yararlanılacaktır.
9. İlke: Harap olan ülkemizin yeniden inşasını sağlama yolunda devletçe yapılacak hizmetlerin dışında özel şirketlerin de yer alması sağlanacaktır. Malî, iktisadi ve yönetsel bağımsızlığımızı sağlamak koşuluyla barış yapılmasına çalışılacaktır. Bu koşulları sağlamayan barış antlaşması kabul olunamaz.



6 NİSAN

Gazetecilik mesleğinin verdiği ilk kayıp olan Hasan Fehmi’nin 6 Nisan 1909’da Galata Köprüsü’nde katledilmesinden bu yana 112 yıl geçti. Geçmişte kurşunların hedefi olan devrimci demokrat gazeteciler, şimdi de kumpas davalarıyla, tutuklamalarla, linç kampanyalarıyla engellenmeye çalışılıyor.

Bu yolda katledilen gazetecilerimizi, Genel Başkan Yardımcımız Sayın Ahmet Taner Kışlalı'yı ve üyemiz Sayın Uğur Mumcu’yu 6 Nisan'da saygıyla anıyoruz.



3 Nisan 1930

3 Nisan 1930: Belediye Kanunu’nun kabul edilmesiyle yerel yönetimlerde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.

Kadın devrimini birçok Avrupa ülkesinden bile önce başlatan Mustafa Kemal ATATÜRK’e ve Cumhuriyet kadrolarına saygıyla, minnetle...



18 Nisan 2021 Pazar

Köy Enstitüleri ve TONGUÇ Baba

 

 

  16 Nisan 2021 Cuma akşamı saat 20.00'de, İsmail Hakkı TONGUÇ Belgeliği Vakfı Başkanı ve ADD Çankaya Şubesi Üyesi Işık KANSU, "Köy Enstitüleri ve TONGUÇ Baba" başlıklı çevrimiçi söyleşide konuğumuz oldu. Şubemizin YouTube kanalından canlı yayımlanan söyleşinin videosu:



16 Nisan 2021 Cuma

Köy Enstitüleri Bir Eğitim Devrimidir!

Köy Enstitüleri bir eğitim devrimidir! Tümüyle Türk eğitimcilerinin katkılarıyla oluşan; eğitimi köylere, halka yaymayı amaçlayan; köy ve ülke gerçeklerinin ayrımında derin bir gerçekçiliğe sahip olan; yaşamın içinden uygulamalı ve etkileşimli eğitimin değerini kanıtlayan; okul içindeki toplumsal ve kültürel öğretileriyle, yetiştirip mezun ettikleriyle Türkiye demokrasisine katkıları yıllarca süren, eşsiz bir eğitim devrimidir.

Eğitim, gelecek kuşaklara yurt sevgisini, bilimsel düşünceyi, duyarlılığı ve davranış temellerini, toplum içinde birlikte yaşama ilkelerini, öğrenmeyi ve paylaşmayı, birey ve yurttaş olmayı öğreten; insanımızı, toplumumuzu, geleceğimizi biçimlendirip yönlendiren en önemli etkendir. Meslek eğitimi, kişinin kendisine ve işine saygısını, sevgisini ve özgüvenini sağlar, becerilerini artırır; işini en iyi biçimde yapması, böylece ülkesine, halkına, tüm insanlığa yararlı olması sonucunu doğurur. Köy Enstitüleri, her yönüyle dünyada henüz ulaşılamamış bir niteliğin, bir insanlık değerinin simgesidir. Bundandır ki yıllar geçse de unutulmamış, değeri giderek artmış, özlemle anılır olmuştur.

 

Geleceğimiz ve çocuklarımızın yetiştirilmesi için örnek aldığımız eğitim sistemini, çağdaşlığı, özgür düşünceyi ve bilimselliği temsil eden Köy Enstitüleri’nin değerli kurucularını ve eğitimcilerini özlem ve saygıyla anıyor; Köy Enstitüleri’nin 81. kuruluş yıldönümünü, bu büyük eğitim devriminin ve kazanımlarının genç kuşaklarca bilinip kavranması görevimizin bilinciyle kutluyoruz.

ADD Çankaya Şubesi Yönetim Kurulu

 

12 Nisan 2021 Pazartesi

Köy Enstitüleri 81 Yaşında - Çevrimiçi Söyleşi

17 Nisan 1940'ta kurulan Köy Enstitüleri'nin 81. kuruluş yıldönümünü, şubemizin 16 Nisan 2021 Cuma akşamı düzenleyeceği etkinlikle kutluyoruz.

İsmail Hakkı TONGUÇ Belgeliği Vakfı Başkanı ve ADD Çankaya Şubesi Üyesi Işık KANSU, "Köy Enstitüleri ve TONGUÇ Baba" başlıklı söyleşiyle konuğumuz olacak.

16 Nisan 2021 Cuma akşamı saat 20.00'de yapılacak çevrimiçi söyleşi, ADD Çankaya Şubesinin YouTube kanalından canlı yayımlanacak. 

ZOOM ile yapılacak söyleşinin erişim bilgileri
Bağlantı: https://us02web.zoom.us/j/87526622004?pwd=d3lxODJ5UjUyU0NEdzgrbTBCajdJZz09
Söyleşi Kimliği (Meeting ID): 875 2662 2004
Parola (Passcode): KOYE81

Canlı yayın: ADD Çankaya Şubesi YouTube Kanalı

3 Nisan 2021 Cumartesi

DUYURU: Çalışma Gün ve Saatlerimiz

Şubemiz, Ankara’daki koronavirüs salgını önlemleri ve üyelerimizin sağlığı gözetilerek hafta içinde Salı, Çarşamba, Perşembe günleri 12.00 – 16.00 saatleri arasında (öğle arası olmaksızın) hizmet vermektedir.

Değerli Üyelerimiz,

Çalışma gün ve saatlerimizi, resmi kurumların salgın önlemlerine ilişkin genelgeleri ve yasal düzenlemeler doğrultusunda belirliyoruz. Şubemizin hizmete açık olacağı gün ve saatler, bilimsel veriler ve alan uzmanlarının uyarıları da dikkate alınarak zaman içinde değişiklik gösterebilecek, bu konudaki gelişmeler üyelerimize ayrıca duyurulacaktır.

Şubemiz dezenfekte edilmiştir; sürekli havalandırılarak hijyen koşulları sağlanmaktadır. Üyelerimizin kendi sağlıkları için çift maske kullanmalarının, güvenli uzaklık (mesafe) ve temizlik kurallarına özen gösterilmesinin önemini anımsatarak bilgilerinize sunarız.

ADD Çankaya Şubesi Yönetim Kurulu

2 Nisan 2021 Cuma

Sabahattin Ali'yi Saygıyla Anıyoruz

“Biz istiyoruz ki bu memlekette yapılan her iş,
üç beş kişinin çıkarlarına değil,
bu toprakları dolduran milyonların yararına olsun."

Türk edebiyatının değerli yazarı, unutulmaz şairi Sabahattin Ali'yi 2 Nisan 1948'de yitirdik.
Sabahattin Ali'yi ölümünün 73. yılında saygıyla anıyoruz!


SABAHATTİN ALİ

AİLESİ VE ÇOCUKLUĞU
25 Şubat 1907'de Gümülcine sancağına bağlı olan Eğridere'de dünyaya gelen Sabahattin Ali, asker kökenli bir ailenin çocuğudur. Babası piyade yüzbaşısı Salahattin Bey, annesi ise yine bir asker çocuğu olan Hüsniye Hanımdır. Salahattin Bey, jöntürkleri destekleyen, oğluna ismini verdiği Prens Sabahattin ve Tevfik Fikret ile dostlukları bulunan biridir. Salahattin Bey'in askerlikten istifa etmesi sebebiyle aile Edremit'e yerleşir. Böylelikle bir ömrü meskensiz geçiren bir adam için ilk yolculuk yapılmış olur. I. Dünya Savaşı nedeniyle 1914'te Salahattin Bey askere alınınca, aile Çanakkale'ye geçer. 1918'e dek savaşın olduğu bu bölgede kalmak, Sabahattin Ali'yi oldukça etkileyecektir.